Her
tercih bir vazgeçişmiş. Vazgeçtiklerim ve yerine koyduklarım
için biriktirdiğim, sandıklarda sakladığım, naftalinlere
boğduğum pişmanlıklarım var benim. Eskimesine, unutulmasına
izin vermediğim. Bilakis yaraların üzerinden geçip kanattığım,
canımı yakmak için tekrar tekrar hatırladığım pişmanlıklarım
var...
Pişmanlıklarımın
da haklı sebepleri vardı oysa. İçimde alev alev yanan korkularım
vardı mesela. İnfazımın en güçlü savunmasıydı onlar.
Yüreğimin gölgesindeki aklımı ipten alıp, yerine kocaman
boşluklar bırakan pişmanlıklarımı gömmüşlerdi.
Ama
eminim en büyük pişmanlık seninkiydi. Çünkü biliyordun ki, bir
gitme demene gebeydi her şey. Aklım da, kalbim de, korkularım da,
mağluptu gitme deyişine. Ne olurdu sanki “Gitme” deseydin.
“Etme “deseydin. Af dileseydin. Affetseydin...
Şimdi
ne benim keşkelerim olurdu. Ne vazgeçtiklerim. Ne de her gün başka
bir hüzün doğuran ihtimallerim olurdu. Ne yıktığım,
acıttığım yüreğinin ahlarını almış olurdum. Ne de yüreğinde
gitmeme izin vermenin pişmanlığı olurdu...
Belki
de yanılmış olurduk. Bilemeyiz ki. İnsanın aklı hep tercih
etmediğinde kalmıyor mu sanki...
Ama
en azından keşkeler, belkiler, yaşanmamışlık izleri olmazdı
kader kumbaramızda...
İster tercih de, ister vazgeçiş. Sonuçta içinde pişmanlık, kısmet değilmişli cümleler, birbiri ardına doğan keşkeler ve her şarkıda sızlayan bir yürek var...
AYŞEN BOZKUŞ
İlk cümlenizi ters çevirerek bir yorum yapayım;
YanıtlaSil"Her vazgeçiş bir tercihtir"
Sevgilerimle.
Evet insanın Hep tercih etmediğin de kalıyor👍
YanıtlaSil