25 Haziran 2012 Pazartesi

Sen Dünyaya Gelmeden/ Margaret Mazzantini


Aylar önce Ayfer Tunç'un Kapak Kızı kitabının arasında bir kitap tanıtım broşürü görmüştüm. Lafı fazla uzatmadan, abartmadan sadece kitabın çarpıcı ön kapak fotoğrafından oluşan bir broşür. Renklerin uyumuna, anlatmak istediği anlamların yüküne vurulmuş, yazarı hiç tanımamama hatta duymamama rağmen bu kitabı almalıyım demiştim. 
İtalyan yazarın son eseri olan, bu ciltli kitabının 35 tl olması sebebiyle, alınacaklar listesinde zaman içinde arka sıralarda kaldı maalesef, ta ki sahaf arkadaşım Ayça bu kitabı bulana dek;)

Sen Dünyaya Gelmeden her yıl İtalya'da verile saygın bir ödül olan 2009 Campiello Ödül'ne sahip. Çıktığı yıl İtalya'da 500.000 satmış ve 15 dile çevrilmiş.

Kitapta büyük bir aşk var, savaş var, annelikten mahrum kalmış İtalyan bir kadının-Gemma- bunu öğrendikten sonra kendine ve hayata mutluluğu yasaklamış gibi davranması var. İnsan doğasındaki en güçlü duygu diye tanımlanan evlat sahibi olma dürtüsünün şiddetiyle legal, illegal, mantıklı, mantık dışı her yola başvurması, her ne pahasına olursa olsun aşkı Diego'dan, ona benzeyen bir çocuğa sahip olmak amacıyla çırpınırken batmaları, kendilerini sırf bu sebeple Saraybosna savaşının tam ortasında buluşları ve birbirlerini, aşklarını sırf tercihler yapmak zorunda olmalarından dolayı manen kaybedişleri, direnişleri, acılarıyla başa çıkışları ve yenilişleri var her sayfada. Dostluk, aile, tutku, itiraflar, insanın kendisiyle yüzleşmesi, vicdan, savaş acısı, kusurlu bir aşk, anılardan kaçamayış, bir yalanla yaşamak zorunda kalmak, istemsiz bir kabulleniş ve bunların etkisinden kurtulamayan insanlar, masum bir çocuk, sırf Gemma'nın çocuk sahibi olma isteğinin etrafında bir araya geliyor.

Daha detaylı konuya her yerden ulaşabilirsiniz, tadını kaçırmamak adına konudan ve detaylardan pek bahsetmediğimi bilirsiniz. Ben bir okur olarak bende bıraktığı izlenimden bahsetmek istiyorum. Açıkçası çok sağlam bir hikaye. Bunu ben yazmalıydım dedirtti doğrusu, gerçi Gemma'nın bu kadar ileri gidebileceğini hayal edemezdim doğrusu. Ancak zaman zaman kitabı elimden bırakamasam da tam aksine elime almak istemediğim zamanlar oldu. Bazı bölümler, özellikle de geri dönüşler ve zihin akışları çok gereksiz uzatılmış. Ya da hamile oluşumdan dolayı ben öyle hissettim bilemiyorum. Yine de fazlalıklarından kurtulup 596 sayfalık bu kitap 300 sayfada toplansa muhteşem olurdu demeden edemeyeceğim. Bir de Doğan Kitap'a editörlük adına bir çift lafım olacak. Yazım hataları ve az da olsa anlam kaymalarını bu büyük kitap evine yakıştıramadım doğrusu. 

Kitabı genel olarak sevdim, zaten kapağı ve konusu oldukça ilgimi çekti. Bu hikayeden haberiniz olmalı derim...

İyi okumalar, iyi haftalar...

22 Haziran 2012 Cuma

Burn: Şehrin Enerjisi!

Burn’ün sunduğu www.sehrinenerjisi.com’da kullanıcı İstanbul’un farklı bölgelerini temsil eden sesleri, Doğuş Çabakçor ile Ozan Çolakoğlu’nun müziğiyle mix’leyip özgün şarkısını yaratabiliyor. Polis sireni, adalardan fayton sesi, metro gişesi, dolmuşçu, vapur sesi gibi bir çok sesin İstanbul haritası üzerinde temsil edildiği uygulamada, kullanıcı istediği sesleri müziğinin bir parçası haline getirebiliyor.  Kullanıcı dilerse mikrofon aracılığı ile kendi istediği sesleri de İstanbul haritası üzerine ekleyip özgün şarkısının içerisine dahil edebiliyor.

İstanbul’un seslerinden güzel bir mix yapmak isterseniz: www.sehrinenerjisi.com   
Facebook: https://www.facebook.com/BurnTurkiye 
Twitter: https://twitter.com/#!/burn_tr

Burn Bir bumads advertorial içeriğidir.

6 Haziran 2012 Çarşamba

Ayşe Kulin / Hayat

Ayşe Kulin'i çok severim. Yalın, samimi anlatımı beni benden alır. Bitmesin isterken sayfalar ardı ardına çevrilir, çabuk okunur onun kitapları. Genelde kalabalık bir karakter örgüsü vardır hikayelerinde, ama öyle bir anlatır ki, değil karakterleri karıştırmak, onları öyle yakından tanır, hissedersiniz ki, sanki köşe başında karşılaşacakmışsınız izlenimi verir. ‘Hayat’ ve ‘Hüzün’ Ayşe Kulin'in en son yazdığı 2 parça halinde piyasaya çıkan kitapları.

Veda ve Umut‘ta ailesinin yaşadıklarından yola çıkarak Osmanlı’nın son günlerinden Cumhuriyet'in ortalarına kadar Türkiye’nin öyküsünü anlatan Ayşe Kulin, dürbünümden 40 sene dediği kitapları için bu kez kendi anılarını ve o anıların geri planını oluşturan dünyayı anlatıyor.

Hayat, Ayşe Kulin’in hayatının 23 yaşına kadarki ilk bölümünü anlatıyor. Güzel, keyifli ve çatışmalı geçen bir çocukluk döneminde, tüm hayatı boyunca olacağı gibi dik bir duruş sergiliyor. 7 senelik başarılı bir Robert Koleji dönemi, mükemmel bir eğitim hayatı ve sırf ailesinin gölgesi ve izni olmaksızın kendi hayatını yaşama arzusu ile yapılan yanlış bir evlilikle başlayan Londra hayatı. 3 yıl süren evliliği sonucunda 23 yaşında 2 çocuklu ve eşinden ayrılmış bir kadın olarak hayata karşı mücadele. Bu sırada ülkede yaşanan darbelere, siyasi olaylara, dönemin yaşam tarzına da Kulin'in anıları vasıtasıyla bir pencere açıyorsunuz.

Tabi ki, bu dönemde yalnız değil. Birbirine bağlı, kalabalık bir sülaleden geliyor Kulin. Her zaman babasının desteği de yanında. Kitap hem dolu dolu, hem de kafanızı yormayan, sizi dinlendiren bir anlatımda. Çok sevdiğiniz tatlı dilli bir büyüğünüzden anılarını dinlemek gibi. Anlatmakla olmayacak, okumak lazım. 335 sayfalık kitap su gibi akıp gidecek, emin olun. Son sayfalardaki mor zemin üzerindeki fotoğraflarla da artık tanıdığınız karakterleri farklı zaman ve mekanlardaki hallerine bakarken hikayeleri zihninizde tekrar edeceksiniz. Ben Hüzün'e başlamadan önce Hayat'ı biraz sindireceğim. Size de Ayşe Kulin keyfinden kendinizi mahrum etmeyin derim;)

İyi okumalar, sevgiler...

4 Haziran 2012 Pazartesi

Dünyanın En Sessiz Süpürgesi Rowenta ile Tanışın!

Elektrikli ev aletlerinin güvenilir markası Rowenta yine bir ilke imza atmış. Silence Force Extreme adını verdiği süpürge serisinde güç ve sessizliği bir arada sunmuş. Çıt çıkarmadan çalışırken evimizi dip köşe temizleyen Rowenta ile temizlikte yeni bir döneme adım atıyoruz.

Rowenta Silence Force Extreme dünyanın en sessiz süpürgesi! Düğmesine bastığınızda çalıştığı neredeyse anlamıyorsunuz. Bu sessizliğinin yanında üstün bir temizleme gücüne de sahip.

Torbalı ve torbasız olarak iki ayrı kategoride ve topam 8 farklı renkten oluşan bu süpürgeler gerçekten şahane! Torbasız olanı Çoklu Siklon Teknolojisi sayesinde saatte 300 km hızla tozları süpürgenin içerisine alıyormuş. Aynı zamanda, emiş performansını kaybetmeden evi süpürmek artık çok daha zahmetsiz ve kolay.

Buradan Rowenta Silence Force Extreme’in nasıl çalıştığını izleyebilirsiniz:

Rowenta elektriğin zamlandığı günümüzde bizleri düşünmüş ve enerji tüketimi %50 azaltılmış. Tasarım ve renk olarak da hayran kalacağınız bir Rowenta mutlaka vardır. Ben mesela mor olanına bayıldım!

Ayrıca diğer aksesuarları da kullanım konforunu artırmak için özel olarak tasarlanmış, evde hayatınızı gerçekten de çok kolaylaştırıyor. Koltukların altını temizlerken öyle yerlere yatmanıza veya eğilmenize gerek kalmıyor.

Kısacası, evinize sessiz bir güç arıyorsanız, aşağıdaki linke bakmadan geçmeyin derim.

http://www.rowentasupurge.com

Bir bumads advertorial içeriğidir. Rowenta