17 Nisan 2012 Salı

Suzan Defter/ Ayfer Tunç

Ayfer Tunç, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi romanlarıyla ve kısa hikayeleriyle tanıdığım, kalemine, hayal dünyasına, izlenimlerine hayran olduğum yazarlardan. Ubor Metanga etkinliklerinden tanıdığım, sempaik kişiliğiyle de sevdiğim birisi. Suzan Defter'i yılbaşında kız kardeşime hediye olarak almıştım. Bu hafta onun kitaplığından çalarak hemen okumaya başladım. Ve Ayfer Tunç yine, yeni, yeniden beni şaşırttı. Önce bir afalladım. Çünkü ilk sayfada atılan bir tarihin ardından başlayan cümleler, sayfa bitiminde hemen ardındaki 2. sayfadan devam etmiyor. Devamını beklediğim o sayfada da aynı tarihle başlayan, başka bir seste başka cümleler var. Bir sonraki sayfayı çevirip bakmayı akılettiğimde ilk sayfanın devamının bir sonraki sayfada devam ettiğini, bunun birbiriyle parelel giden, aynı tarihlerde farklı iki kişi tarafından yazılmış iki ayrı günlük olduğunu anladım anlamasına ama yine de ilk sayfalarda okurken kafam karışmadı değil. Neyse ki sonrasınde çözdüm, Sol taraftakiler Ekmel Bey'in, sağ taraftakiler Derya'nın yazdıkları.

Ekmel Bey baba mesleği olan avukatlığı seçmiş, eşiyle ayrılmış, ilgisiz bir çocuk sahibi. Kendini erkenden emekliye ayıran yalnızlığına gömülmüş bir adam. Günlüğü yazmaya başlarken ölümle bir pazarlık ediyor. Bu ayfalar bitince gel al canımı diye.
Derya, abisine aşık, baba özlemiyle büyüyen sonrasında tüm ailesini kaybeden 30larında eşinden ayrılmış bir kadın. Yıllar önce abisinin aşık olduğu, güzel ve iyi kalpli, deli gibi aşık Suzan'ı kıskanıp da aralarına girdiği, onlara rahat vermediği ve bundan duyduğu pişmanlığı yazıyor defterine. Abisinin ve Suzan'ın mutsuzluğuna kendini sebep bilirken, aşk uğrunda yanmanın, yanacak kadar sevmenin yaşamak olduğuna dikkat çekiyor.

Yalnızlıktan usanan Ekmel Bey, sırf gelenlerle sohbet edebilmek için, satmaya hiç de niyeti olmayan evini satılığa çıkarıyor. Buarada almaya ne niyeti ne de parası olan Derya, sırf evden dışarı çıkmak için bu ilana başvuruyor ve sonrasında birbirini takip eden buluşup sohbet etmeler, aynı paralellikte giden günlükler geliyor...
Bu kitabı isterseniz, sayfa sayfa, isterseniz önce Ekmek Bey'in yazdıkları, sonra Derya'nın yazdıklarıyla da okuyabilirsiniz. Ben ikinci yöntemi düşünsem de karşılaştırabilmek için sayfa sayfa okudum...
Kitabın adına gelince Suzan, Yanan demek. Yani Yanan Defter, yanmışın defteri...
Meğer bu uzun hikaye (novella) yazarın Taş-Kağıt-Makas adlı öykü kitabının içindeki bir hikayeymiş. Yıllar sonra tekrar baskıya alınmış, iyi de olmuş. Böylece hem bu hikayeden haberim oldu, hem de Taş- Kağıt- Makas'ı almak bana şart oldu;)

127 sayfalık ince bir kitap hakkında aslında yazacak öyle çok şey var ki. En iyisi en yalın haliyle güzel bir hikaye, farklı bir deneyim, okuyun derim diyerek noktalıyayım. Altını çizdiğim onlarca cümleden bir kaçını da sizlerle paylaşayım;

"Yaşamak, her şeye rağmen bir iz bırakmaktır yeryüzünde"

"Pazar günleri, hayatın intikam günleridir".....Birbirimizin soluğunu ve tenini, en gevşek halini, yumuşak karnını, acıyacak yanını, sert çehresini, aptal anlarını, hesaplı bakışlarını pazar günleri görürdük."

"Ayrılmak, bir solucanın ikiye bölünmesi gibidir. Ayrıldıktan sonra birbirini tanımaz parçalar"


“Ayrılmak, gidenin, kalanın kucağında bir kucak kor bırakmasıdır; yanar durursunuz kül olana kadar"


“Beraberlik ölü ise ayrılmak, çürüyen iki parçanın birbirinden zahmetsizce kopması demektir.Çürümek acı vermez. Ölü olan çürür.”

-İnsan gençliğini aşka vermese, gençlik ne işe yarar?
-Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz
-Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?
-Ama bir kucak dolusu korla kalan siz olmuşsunuz
-İyi ya, boş değildi kucağım
-Ama yandınız, kül oldunuz
-Ama vardım, kül bunun kanıtı

10 yorum:

  1. Desenize Ayfer Tunç yine yapmış yapacağını.. Çok merak ettim kitabı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle, doyamıyorum onun yazdıklarını okumaya. her kelimesi, her cümlesi, her sayfası öyle dolu ki,,, başka birinin 300 sayfada anlatabileceğini 127 sayfada vermiş fazlasıyla. fiyatı da uygun 9.50, netten satış yapan hemen her site de eksrta da indirimli, kaçmaz;)

      Sil
  2. hemen alıp okuycam ğek merak ettım
    bu arada blogunu yenı kesfettım, takıpteyım. benımkıne de beklerım.Sevgıler...:)

    http://zeysfashionroom.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyleyse hoşgelldin diyeyim zeys;)
      teşekkür ederim, beğenmene sevindim. ben de senin blogunu ziyaret ettim, anlaşılan moda senden sorulur, takipteyim;)
      Sevgiler

      Sil
  3. Ayfer tunç okumak nasipp olmadı daha inşallah okuyacağım,tanıtım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayfer TUnç kısa öz cümlelerle insanı derinden etkiliyor. Başarılı kadın yazarlarımızdan, okunmalı;)

      Sil
  4. MRW: bu kitabı bu ay ben de okudum ama henüz bloğa yazamadım. ayrıca bir blogda şöyle bir şey okudum; kitap Ekmel Bey ve Derya'nın yazılarından oluşuyor ama Derya, Ekmel Bey'e kendini Suzan diye tanıtıyor, yani ekmel Bey'de okuduğumuz Suzan aslında Derya imiş :) ben okurken hiç böyle bir şey hissetmedim aslında.
    siz ne dersiniz? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Ekmel Bey'e Derya kendini Suzan diye tanıtıyor ama hem kendi hayatını hem de Suzan'ın hayatından parçalarla vicdan hesaplaşmasını yaşıyor diye algıladım ben. Suzan'ın dilinden anlatma sebebi kendini öyle tanıtması değil mi? En iyisi Ubor Metenga etkinliğinde Ayfer Tunç'a bir sorayım bunu;)

      Sil
  5. Ayfer Tunç gerçekten iyi yazardır. bu kitabını da ekliyorum alacaklarım arasına..

    YanıtlaSil
  6. farklı bir trzda yazılmış ve basılmış olsa da her cümlede Ayfer Tunç edebiyatının sade ve sarsıcı tadı var. Şimdiden iyi okumalar;)

    YanıtlaSil