Dün Umberto Eco'nun sahte hesabından Marguez'in öldüğü asparagas haberi yazılınca iki büyük isim de TT listesine girdi. Kısa bir süreliğine de olsa sevenlerini üzdü. Marquez'in 1999 yılında geçirdiği lenf kanseri hastalığı sırasında da
hakkında bir sürü ölüm söylentisi çıkmıştı. Hatta yazarın imzasıyla The Puppet
(Kukla) adlı bir veda şiiri La Republica gazetesinde yayımlanmış ve
değişik dillere çevrilip internet üzerinden hızlıca yayılmıştı. Ancak ne
var ki şiirin yazara ait olup olmadığı kesin değildi. Şiir
yayımlandıktan kısa süre sonra yazarın sağlığının sanıldığı gibi kötü
olmadığı ve şiiri onun yazmadığı ortaya çıktı. Bir süre sonra ise şiirin
Meksikalı Johnny Welch'e ait olduğu ortaya çıktı. Dünkü haberden sonra tekrar Marquez'in Veda Mejtubu diye ortalarda dolanmakta. İşte Marquez'e ait
olduğu sanılan The Puppet adlı şiir:
Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni
ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en
azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm.
Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim.
Az uyur, çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm.
İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır.
Baskaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken
uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı
dondurmanın tadından zevk almaya bakardım.
Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe
çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım.
Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim.
Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar söylerdim.
Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim.
Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı… Gün geçmesin ki, karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve
erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna
ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı
bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı
bırakınca yaşlanır.
Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine
olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil unutma ile
geldiğini öğretirdim.
Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tüm
insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı olduğunu bilmeden,
dağların
zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim.
Yeni doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında
onu kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim.
Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde…
Artık ölebilir miyim?
G.G. Marquez'e ait değilmiş bu; buyrunuz: http://www.sabitfikir.com/haber/gabriel-garcia-marquez-hakkindaki-olum-haberi-dogrulanmadi
YanıtlaSilUyarın için teşekkür ederim. Bana da bu sabah editör bir arkadaşım gönderdi, dolayısıyla gerçekliğini araştırmadan yayınlama gafletinde bulundum. Sayende şu an en doğru haliyle yayında, tekrar teşekkürler
SilRica ederim.
Sil