11 Eylül 2012 Salı

ATEŞBÖCEĞİ YOLU/Kristin Hannah

Geçen yıldan beri kitaplığımda okunmayı bekleyen Ateşböceği Yolu, beni Kristin Hannah'la tanıştıran bir kitap. New York Times Bestsellerlar arasındaki bu kitabı bunca bekletişim bestsellerlara olan önyargım olsa gerek. Bu tarz kitapları ben ağır kitaplar arasına sıkıştırıp kafamı boşaltmak için okurum genelde. Ama bu dönem hamileliğimden olsa gerek ağır kitapları ruhum, beynim ve kalbim kaldırmıyor. Bu açıdan güzel bir kitap seçmişim kendime.

Gayet akıcı bir dili olan bu kitabı elimden düşüremedim. Sevgi, sadakat, dostluk ve aile kavramları etrafında dokunmuş Ateşböceği Yolu sonsuza dek arkadaş olmaya söz vermiş iki kadının hikayesi. 70'li ve 80'li yılların ışığı altında kariyer ve aile tercihlerini, anne kız ilişkilerini, çatışmalarını, geçiş dönemini, ergenlerin ve annelerin bakış açıları gibi yan konuları da işlerken ortada her zaman bir sevgi ve dostluk var bu kitapta.

Kitabı okurken bazı bölümleri, olayları kendi dostluklarınızla kıyaslayıp, aile bağlarınızı, değer kavramlarını gözden geçirip, geçmişteki benzer pişmanlıklarınızla yüzleşebileceğinizi hatırlatmak isterim.

Ben severek okudum, çok keyif aldım, ama sonuna gelene kadar...
Hamilelik hormonlarımın da katkısıyla hüngür hüngür ağladığımı ve evde dalga konusu olduğumu itiraf etmeliyim;)

Ve altını çizdiğim bazı cümleler;

*Yakın arkadaş olmak işte böyle bir şeydi. Anneniz ya da kızkardeşiniz gibi olurlardı; sizi çok sinirlendirebilir ve kalbinizi kırabilirlerdi ama sonunda, zor zamanlarınızda daima yanıbaşınızda olur, en kötü gününüzde bile sizi güldürmeyi başarırlardı.

*Ev hanımı olan kadınların hayatı böyleydi işte:Bitiş çizgisi olmayan bir yarış pistinde koşmak.

*Bazı şeylerin ne kadar çabuk değiştiğini düşünerek kendi odasına gitti. İnsan kendini bir an için herkesten uzaklaşmış, unutulmuş yaşlı bir Eskimo kadını gibi hissederken bir anda Rainier Dağı'na tırmanıp elindeki bayrağı karlara saplayan biri oluyordu. Bu değişiklik bazen başını döndürüyordu ama dayanmanın tek yolu iyi anların tadını çıkarıp kötü şeylerin üzerinde çok fazla durmamaktı.

*Sanırım en büyük fakirlik yalnızlıktır, diyen Rahibe Terasaydı.



6 yorum:

  1. Bende bunu geçen kış okumuş ve çok sevmiştim ama Kış Bahçesini okumadıysan o bundan çok daha güzel:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kış Bahçesi'ni pek çok kişiden duydum, yadım listeme, teşekkürler;)

      Sil
  2. Kitaplar hakkındaki güzel yorumları seviyorum.
    Kötü yorumları okumak istemiyorum, hatta okumuyorum. Hele benm gibi kitap okumaya uzuuuuun süre ara verip binbir hevesle tekrar okumaya başlayan birini olumsuz etkileme hakkını nereden bulurlar!!
    Bu kitabı bana merak ettirdiğiniz için teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ne mutlu bana;) Asıl ben teşekkür ederim bu güzel yorum için. Umarım kitaplarla aranıza bir daha uzuuuuun bir süre girmez;)Gerçekten okunası bir kitap, ğişman olmayacaksınız derim;)

      Sil
  3. Duygu dozu yüksek,harika bir kitap..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlik öyle ;) Duyguları harekete geçiren ve bunu yaparken olay anlatımına devam eden, bu dengeyi ayarlayabilen kitapları seviyorum. Okuma isteğini kamçılıyor. Keşke tüm kitaplar bunu başarabilse...

      Sil