Kürk Mantolu Madonna ile tanıştığım Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf'da da edebiyat anlamında hüsrana uğratmadı beni. Birbiri ardına akıp giden cümlelerle sayfaları nasıl bir hızla çevirdiğimi fark edemeden, unutamayacağım bir kahraman girdi hayatıma.
Sabahattin Ali, önce düğümün ne olduğunu sorgulatıyor okura. Bu adamın derdi ne ki anlatmaya değer bulmuş derken düğüme toslatıyor. Sonrasında bu düğümün nasıl atıldığını ve hangi yolla çözüleceğini merak ettirirken, olaylara anlamlar, duygular yükleyerek okura anlatıyor. Zaman zaman neler olacağını bilir, tahmin ederken bile o sakin cümleler nasıl oluyorsa merakınızı taze tutuyor. Okurken zalim bir taşra hayatı da, Yusuf'la Muazzez'in yaşadığı aşk da, kitaba konu olan diğer kahramanlar da, bulundukları mekanla birlikte hep gözümün önündeydi.
Kitapta yazar, Yusuf ve babası Salahattin Bey ile imkanların verdiklerine insanların boyun eğişini, Yusuf'un karısı Muazzez ile genç yaştaki gün ve tahsil görmemiş insanların çekilen yöne gidebileceğini, kayınvalide Şahinde Hanım'la annelerin her zaman iyiyi, doğruyu gösteren, örnek insan olamayacağını, çocuğunun ve kendi rahatını düşünürken aslında onu nasıl da bir felakete sürüklediğini, kasaba yaşantısında paranın sınırsız gücünü, devletin cebini düşünen insanlar yüzünden aciz kalışını çok güzel karakterize etmiş.
Sabahattin Ali'nin cümleleriyle başkalarının hayatlarına dahil olmak benim için her zaman keyifli. Ben bu kitabı okumak için geciktim, eğer okumadıysanız, listenize ekleyin derim
listeme aldım sabahatın alıyı ;)
YanıtlaSilben de iki kitabı büyük bir keyifle okumuştum..
YanıtlaSilSerhat öncelikle Kürk Mantolu Madonna'yı tavsiye ederim, daha yumuşak bir tanışma olur;)
YanıtlaSilBuket, çok haklısın,Sabahattin Ali oldukça keyifli okunan bir yazar;)
Ayşen ; Kuyucaklı Yusuf ' u büyük bir keyifle okumuştum , tavsiye ederim , sevgiler.
YanıtlaSilokudum ve yorumladım harikaydı...sen benden güzel yorumlamışsın o ayrı :D fakat harika bir romandı
YanıtlaSil