Twitter'da Yekta Kopan "Faulkner Don Kişot'u her yıl mutlaka bir kez okurmuş" yazmıştı. Ben de Roman türünün başlangıcı sayılan ve birinci bölümü ilk 1605 yılında yayımlanmış olan Don Kişot'u kardeşimin kitaplığından aldım. YKY tarafından 2004 yılında basılmış, ciltli, öyle güzel ki, oku beni diyor. Reşat Nuri Güntekin tarafından çevrilmiş, Gustave Doré'nin yaptığı gravürlerden seçilmiş resimlerle dolu bu kitabı hiç okumamış gibi büyük bir keyifle yeniden okudum, size de tavsiye ederim
"Okur" olacak kişinin mutlaka okuyacağı kitaplar arasında yer alır Don Kişot. Bir başka deyişle Don Kişot'u okumamış kişi "okur-yazar" sayılmaz.
Bu cümle kitabın arkasında yazıyor. Ne doğru bir görüş, üzerine daha ne denir ki...
Benim ilk okumam ve hala yarısındayım, sanırım bitirmeliyim artık. Tebrik ediyorum öncelikle kitaba başlayıp kısa bir zamanda bitirdiği için :) Cemil Meriç'in don kişota dair yazıları vardır, onları da okumanı öneririm, nette bulabilirsin, kısa bir iki sayfalık analizler.
YanıtlaSilneredeyse hatırlayamayacak kadar uzun zaman önce okuduğum için ben de ilk kez okumuş sayıyorum kendimi. Reşat Nuri Güntekin tarafından kısaltılmış halini okudum.270 sayfanın en az70i resim zaten,kalanı da büyk puntoyla yazılmış, çocuk kitabı gibi;)ama resimler ciltler öyle güzel ki,dayanamadım görünce,hemen de bitti. Orjinalini bu haftaki videosunda Murat Gülsoy'un elinde gördüm, tıp sözlüğü gibi oldukça kalın.
YanıtlaSilCemil Meriç'in yazılarına da hemen göz atıyorum
Ben de uzun zaman önce okudum Don Kişot'u ve gerçekten her okur-yazarın kendine okur-yazar diyebilmesi için okuması gereken başucu eserlerinden. Bu yazı iyi bir hatırlatma oldu benim için. En kısa sürede okumak lazım. RNG'nin çevirisi olduğunu bilmiyordum, hoş bir sürpriz oldu. İyi okumalar ;)
YanıtlaSil